Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL olacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL olacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL olacağını açıkladı. Kabinedeki 17 bakanın milletvekili adayı olacağını söyleyen Erdoğan, "Yardımcım Fuat Oktay da Ankara’dan aday olacak." dedi. Üniversitelerde online eğitimin bir süre daha devam edeceğini belirten Erdoğan, "Yurtlarımız bizim çok işimizi görüyor." dedi.

Cumhurbaşkanı , NTV canlı yayınında Seda Öğretir, Ahmed Arpat, Nazlı Çelik ve Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Bu gece sahura kalkacağız. Ramazanın o manevi havasını inşallah teneffüs etmeye başlayacağız. Tüm İslam alemi için bu manevi huzurun, özellikle depremde ebediyete uğurladığımız şehitlerimize inşallah rahmete vesile olsun. Yaralılarımızın şifa bulmasına vesile olsun diyorum.

DEPREM FELAKETİNDE 45. GÜN

Enkazların süratle kaldırılması, bununla birlikte bir taraftan çadırkentler, konteyner kentler, prefabrikler, şimdi de yarın temel atmaya başlıyoruz. Kalıcı konutların da süratle söz verdiğimiz gibi inşallah bir yıl içerisinde bitirmeye rabbim bizi muvaffak etsin diyorum.

Bu ölçüde büyük bir yıkımın karşısında 'den daha hızlı refleks gösterecek, harekete geçecek başka bir ülke yok. Biz çünkü geçmişte de bunun imtihanlarını başarıyla verdik.

Depremin ilk dakikalarından itibaren çok hızlı bir şekilde durum tespiti yaptık. 'nin dört bir yanından ekipleri, araç gereçleri bölgeye sevk ettik.

Kabinemizin tüm üyelerini deprem bölgesine göndererek her birini bir ilin koordinatörü olarak görevlendirdik. Sağolsun bakan arkadaşlarım o günden bugüne bölgeden hiç ayrılmadan görevlerini yaptılar.

Asker, polis, jandarma, sağlıkçı, madenci, itfaiyeci aklınıza kim gelirse bölgeye gönderdik. Binlerce iş makinesini, uçağından helikopterine, gemisinden İHA'sına kadar tüm imkanlarımızı depremzedeler için harekete geçirdik.

Depremin ardından ilk birkaç saatte çalışmaların düzene girmesiyle arama kurtarma, ardından enaz kaldırma çalışmalarını profesyonelce yerine getirmeye başladık.

Tabii ki o günlerde bir de ağır kış şartları var. Bu şartlara rağmen arama kurtarma ekiplerinin başarılı çalışmalarını gördük. Deprem felaketinin ardından ne kadar büyük bir millet olduğumuzu bir kez daha idrak ettik. Milletimiz asrın felaketine karşı asrın dayanışmasını gösterdi.

DEPREM SORUŞTURMALARINDA SON DURUM

Depremde yıkılan binalarda sorumlulukları bulunanlarla ilgili yürütülen soruşturmalarda 1364 şüpheli hakkında işlem başlatıldı, 302 şüpheli tutuklandı, 466 şüpheli adli kontrol altına alındı, 312 şüpheli hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Şüphelilerden dördünün yurt dışında olduğu, bunun yanında 64'ünün de öldüğü tespit edildi.

Tutuklananlardan 106'sı müteahhit, 163 kişi yapı sorumlusu, 15 kişi yapı sahibi, 18 şüpheli de binada değişiklik yapan kişi.

Adli kontrol altındaki şüphelilerden 85'i müteahhit, 294'ü yapı sorumlusu, 56'sı yapı sahibi, 31'i de binada değişiklik yapan kişiler.

Sürecin her aşamasının yakın takipçisi olacağız. Sorumluluklarını yerine getirmeyen adalet önünde hesap verecek, kaçışı yok.

DEPREM SONRASI YENİDEN İNŞA SÜRECİ

Toplam 40 bin 104 afet konutunun ihalesi yapıldı.6 bin 223 köy evinin yapım süreci başladı. Toplamda 650 bin konut inşa edeceğiz.

Şehirlerimizi inşa ve ihya dönemi resmen başlamış durumda. Van'da, Bingöl'de, İzmir'de bu işi yaşadık.

Biz bu işte çırak değiliz. Kalfalığı da geçtik, ustalığı yakaladık. Bir taraftan zemin etüdleri hızla devam ediyor. Sert zeminlerde kalıcı konutların yapılması çalışmalarını sürdürüyoruz.

21 Şubat'tan bugüne kadar Gaziantep'te 13 bin 629, Adıyaman'da 2280, Kilis'te 645, Hatay'da 2928, Kahramanmaraş'ta 8773, Şanlıurfa'da 897, Malatya'da 6644, Elazığ'da 505, Adana'da 1171, Osmaniye'de 1657 ve Dİyarbakır'da1122 toplam 40104 afet konutunun ihalesi yapıldı.

Yine Osmaniye'de 600, Kahramanmaraş'ta 620, Malatya'da 2800, Adıyaman'da 1500, Şanlıurfa'da 300, Gazintep'te 310 ve Kilis'te 93 6223 köy evinin de ihalesi. Toplamda 46327 afet konutu ve köy evinin yapım süreci başladı ve inşallah bir yıl içerisinde inşa ederek hak sahiplerine teslim edeceğiz.

Biz ilk defa bu adımları atmıyoruz. Bir seneyi hedef olarak koyarsın da 13,14,15 ay olur. Biz Van gibi devasa depremde bunu ispat ettik. Şu anda bu işi yaşamak, görmek isteyenler Van'a giderler.

Buralarda da dikey mimariye girmiyoruz. İlk yaptığımız iş süratle zemin kontrollerini yapmak oldu.

Zemin etüdü doğru yapıldığı, yeterli güçlendirme olduğu takdirde, en önemlisi fay hatlarından uzak bölgeler seçildiği takdirde o bölgelerde inşaatlar yapılabilir. Biz zaten Elazığ depreminin üzerinden 15-20 gün geçtikten hemen sonra artçılar devam ederken temelleri attık. O gün inşa ettiğimiz konutların hiçbirinde hasar meydana gelmedi.

Şu an bölgede inşaatları bu kriterler üzerine planlıyor ve başlatıyoruz.

İSTANBUL DEPREME NE KADAR HAZIR?

İstanbul'u iyi tanıyorum. Aşırı derecede iddialı olmak yanlış olur. Depremin tehdit etmeyeceği hiçbir şehir olamaz. Felaket tellallığı yapmayı da doğru bulmuyorum. İstanbul'un belediye başkanıyken kente girişi vizeye tabi tutma tezim vardı. İstanbul'a girmenin bir bedelinin olması lazım.

Belediye başkanlığımda nüfus 8 milyondu, şimdi 15 milyonu geçti. Planlama noktasında İstanbul maalesef zannedildiği gibi planlanmadı, planlar uygulamaya konulmadı.

Çünkü kimse bu planlara uymuyor. Bizim bir iddiamız vardı, kentsel dönüşüm projeleri dedik, bunları da büyük ölçüde haytata geçirdik. Fakat muhalefet bunun karşılığında sağda solda bunu rantsal dönüşüm olarak tanımlamaya başladı. Çünkü işlerine gelmiyor, rant toplama işi maalesef muhalefete ait. Bu işi onlar iyi beceriyorlar.

İstanbul'un meşhur yerlerinden biri vardır, Fikirtepe. Fikirtepe iki ilçeye hitap eder, Kadıköy ve Üsküdar. Fikirtepe'de kentsel dönüşüm için adeta yırtındık ve buradaki dönüşümü yeni yeni hayata geçirdik. O kadar sıkıntı yaşadık.

İnşallah CHP ve ortakları bu depremlerden ders çıkarmış olurlar da kentsel dönüşüm projelerinin karşısında durmaktan vazgeçerler.

ÜNİVERSİTEDE YÜZ YÜZE EĞİTİM

Bu konuyla ilgili YÖK'e gerekli talimatları verdik. Şu anda diyoruz ki online sistemle biraz daha devam edelim. Şu anda yurtlarımız bizim çok işimizi görüyor. Bir defa yurt binası güven veriyor. Şartlar yeniden süratle elverişli olursa hibrit eğitim seçeneği tabii ki değerlendirilecektir. Bunun için öncelikle depremzede vatandaşlarımızın güvenle ve huzurla barınabilecekleri kapasitenin oluşturulması gerekiyor.

Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. YÖK başkanımızla irtibat halindeyiz. Gereken adımların atılmasını da sağlayacağız. Yüz yüze eğitimle online eğitim tabii ki mukayese edilemez.

14 MAYIS SEÇİMLERİ

Alışılmış bir seçim kampanyası düşünmüyoruz. Çünkü ortada bir hüzün var. Bu hüznün olduğu bir dönemde müziksiz bir kampanya süreci yaşayacağız. Şehirlerimizin tamamında her bir vatandaşımızın tek tek kapısını çalacak, neler yaptık, neler yapacağız, tek tek bunu anlatacağız. Çünkü bizim bagajımız elhamdülillah dolu.

Türkiye Yüzyılı vizyonumuza vatandaşlarımızı ortak edecek, her bir insanımıza ihtiyacımız olduğunu anlatacağız. Milletim 20 yılda samimiyetimizi gördü, bize inandı. Samimiyet üzerine güven üzerine inşa edilen her birliktelik ebedidir.

Bizim bu 20 yılda ürettiklerimiz, yaptıklarımız, eğitimde sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, tarımda, dış politikada neler yaptık, neler yapacağız, istiyoruz ki bunları vatandaşlarıma anlatalım. Biz hayali konuşmuyoruz, gerçekleştirdiklerimizi konuşuyoruz.

Biz göreve geldiğimizde 6 bin 100 kilometre yol vardı, 29 bin kilometreye çıkardık. Bütün bunların yanında göreve geldiğimizde 26 havalimanı vardı, şimdi 58. Biz batıda varsa doğuda da o olacak dedik.

78 üniversitemiz varken şimdi 208 üniversitemiz var. Iğdır'da da Ağrı'da da Muş'ta da artık üniversitemiz var.

İlkokullarda çocuklar kitap bulamıyordu kitap. Bugünleri yaşadık. Bugünler kimin günleriydi, CHP'nin günleriydi, onlar bize bunları yaşattı. Ama şimdi biz okullar açılırken sıraların üzerine bu kitapları koyuyoruz.

Gelelim hastanelere. Sağlıkta Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Bay Bay Kemal'in SKK Genel Müdürü olduğu dönemleri biliyoruz. Rahmetli Savaş Ay bir program yapmıştı. Programda beyefendiyi gayet iyi anlatıyordu. Okmeydanı SSK'da afedersiniz ölüp de rehine olanları anlatıyordu. Bunları yaşadık.

Şimdi orası Prof. Dr. Cemil Taşçı Şehir Hastanesi oldu, biz yaptık. Nerede nereye. Şimdi biz şehir hastanelerinden bahsediyoruz, çıkıyor Bay Bay Kemal biz şehir hastanesi yapmayacağız. Şu şehir hastaneleri olmasaydı, biz Covid'le falan ne yapardık. Covid'i falan başarılı şekilde atlattıysak şehir hastaneleri sayesinde atlattık.

Şehir hastanelerini büyükşehirlerin tamamına yapacağız.

KARADENİZ'DE TAHIL KORİDORU

Ulaşımda, tarımda, diplomaside aynı başarı devam ediyor. Diplomaside başarının en büyük örneği de Rusya-Ukrayna, diğerlerine gitmeye gerek yok. Arabulucu olarak parmakla gösterilen tek ülke Türkiye. Tahıl koridoru olayında Türkiye'nin başarısı dünyada herkesin dilinde.

Hatta Sayın Putin ile aramızda yaptığımız görüşmeler de çok açık net. O da sağ olsun 'Ben, tahıl koridorundan tahılı göndereyim ama Avrupa'ya buradan yüzde 44 gidiyor, gitmesin. Az gelişmiş Afrika ülkelerine bunu gönderelim.' dedi. Ben de kendisine dedim ki 'O zaman siz tahılı gönderin biz de burada onu una çevirelim, değirmenlerimizden geçirelim. Değirmenlerimizden geçirdikten sonra biz de bunu az gelişmiş ülkelere buradan gönderelim.' Böyle bir mutabakatımız var.

İki, üç gün içerisinde Sayın Putin ile telefon görüşmemiz olacak. Adımlarımızı bu alanda da atacağız. Aynı şekilde gübrede ihtiyaçlar var. Bunları yine temin, tedarik edeceğiz ve yine bunları da dünya piyasalarına, az gelişmiş ülkelere göndererek onları rahatlatmanın gayreti içinde olacağız. Bugün Gambiya Büyükelçisi'nin agremanını aldım onunla da bunları konuşurken ondan da aynı teşekkürü aldım. Bizim bundan sonraki sürece yönelik atacağımız çok adımlar var.

Bütün bunların hepsi Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemli.

Türkiye'ye yaşattığımız her biri sessiz devrim niteliğindeki yapısal reformları dile getirsem günler sürer. Özetlenmeyecek, anlatmakla bitmeyecek işler yaptık. Olmaz denilenleri başardık. Hep diyorum ya, nereden nereye. İşte o iki kelime arası öyle uzun ki anlata anlata bitiremeyiz.

Kimine Ayasofya derim, nereden nereye geldiğimizi anlar. Ama Ayasofya dediğim zaman bunu anlamayanlar var. Kimine Karabağ derim, bunu anlayan olur ama hala anlamakta zorlananlar olur. İşte biz Ayasofya, Karabağ dediğimiz zaman anlayanalarla beraber yol yürüyoruz.

Kimine Togg derim, anlayanı var, anlamayayanı var. Bazısına Karadeniz'de doğalgaz keşfettik derim, geldiğimiz yeri kavrar. Kimine İHA'larımız, SİHA'larımız, AKINCI'larımız... İnsansız hava araçlarında geldiğimiz noktayı dünya anlıyor da bizde hala anlamayanlar var. Kızılelma diyorsun, adam anlamıyor. Kızılelma bir ufuktur. Dolayısıyla o ufku yakalamak herkesin karı değil.

Kimine de yılda 1 milyona varan istihdam oluşturduk deriz. Emeğin, alınterinin, evine ekmek götürmenin analamını bilen ne manaya geldiğini bilir ama bilmeyen de var.

6'LI MASANIN 7 YARDIMCI FORMÜLÜ

Şu anda o masanın ortaya çıkardığı aday, biz Cumhurbaşkanı olduğumuz zaman bizim bir yardımcıyla çıktığımız yolda bizimle alay ediyordu, "Kaç tane Cumhurbaşkanı Yardımcısı yanına alacak" diyordu. Şimdi bana sorduğu bu soruya bay bay Kemal, "Cumhurbaşkanına kimse böyle bir soru soramaz ki. 15 de olur 150 de olur" diyor. Ben söylemiyorum, o söylüyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi!

Şu anda Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak taltif ettiğini söylüyor. Öbür tarafta terör örgütünün parlamentodaki uzantısını da masaya ortak etti, beraber yürüyorlar.

Arkadaşlar, devlet yönetiyoruz devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kabile devleti değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetecek olanların her şeyden buradan nasibini alması gerekir.

Tam anlamıyla bir eski Türkiye fotoğrafı olan koalisyon mantığıyla çalışıyorlar. Bunların dertleri millete hizmet değil. Aç tavuk kendini darı ambarında zanneder. Dağıt sandalyeleri, al Cumhurbaşkanlığını, havaları bu, bu kadar basit.

HDP zaten en başından beri bu masanın yedinci ortağıydı. Şimdi masanın altından üstüne çıktı. CHP ile HDP'nin azami müşterekleri olduğunu biliyoruz ama bunu milletimize anlatmamız gerekiyordu. HDP eşittir PKK'dır. HDP eşittir YPG/PYD'dir. Bunu her zaman söyledik. Bu denklemde CHP'nin yeri nerede kalıyor? Bunu milletim düşünsün. Yedili masadaki diğer partiler, vatandaşım bir daha düşünsün.

Benim vatandaşım millidir, yerlidir. Benim vatandaşım dışarıdan yönetilen emperyal kafaların mahkumu değildir. Emperyal kafaların tamamen dışında milli ve yerli olan bir yönetime benim vatandaşım layıktır. Özellikle de Diyarbakır'da Yasin Börü'leri öldüren... Kim öldürdü? İşter şu anda içeride olan kişiler. Onlar istikamet verdi, 51 evladımız Diyarbakır'da öldürüldü. Kürt kardeşlerim bunların hesabını onlara sormayacak mı?

Eğer benim vatandaşlarımı, Kürt de olsa Zaza da olsa ne olursa olsun, bunların ölümüne neden olmuş olanları dışarı çıkarmak için gayret sarf edenlere yol açıyorsak bunun hesabını ne bu dünyada ne ebedi alemde veremeyiz.

HDP eş başkanlarından biri bay Kemal'in ziyaretinden sonra "Gelecek dönem yapılacakları istişare ettik" dedi. HDP'lilerin planları arasında neler var? PKK'lı teröristlere yönelik operasyonların durması var. Öcalan için Demirtaş için oy vermek var. Kandil'dekilerin talimatlarını uygulamak var. HDP'nin bunlardan başka gündemi yok. Altılı masanın görüştüğü HDP işte budur. Kandil'deki terörist elebaşıları de zaten altılı masanın kendileri için umut oluşturduğunu söylüyorlar. Bay bay Kemal'i kendilerine umut veren bir aday olarak görüyorlar.

Meral hanım "HDP de HDP'nin talepleri de masaya gelemez" demişti. Ama şimdi HDP aday çıkarmayarak bütün varlığıyla bu kumar masasına oturmuş durumda. HDP verecekleri dstek karşılığında elbette taleplerinin karşılanmasını isteyeceklerini açıkça belirtiyor. Bu taleplerin ne olduğunu da elbette Kandil belirliyor. Milletim bunların oynadığı oyunu görüyor. 14 Mayıs'ta inşallah gereken dersi benim aziz milletim verecek.

Bu masanın ilkesizlik üzerine kurulu olduğunu biz zaten hep söyledik. Meral hanım bu masayı biliyorsunuz kumar masası olarak anlattı. Hile, hurda, hainlik bu masada her şey var. Herkes birbirine çalım atıyor. Kimin hesabı diğerine uyacak, uymayacak, bunu önümüzdeki günler daha iyi gösterecek. İçlerinden bazılarının gerçerkleri görmesi, hakikati dile getirmesi tabii ki önemli.

CUMHUR İTTİFAKI GENİŞLEYECEK Mİ?

Cumhur İttifakı'nı 14 Mayıs seçimindehn de zaferle çıkacağından ittifak olarak hiçbir kuşkumuz yok. Cumhur İttifakı siyasette birlik ve beraberliğin, samimiyetin adresi. Yerli ve milli siyaset yapan, milletin değerleriyle barışık siyasi partilere kapımız açık. Şu anda Cumhur İttifakı'nın içerisinde yer alan gerek BBP gerek HÜDA-PAR'la ilgili uydurma yaklaşımlar var. Biz burada bir defa ittifakımızın ilkelerinde zaten uyumlu olmuşuz. Bu uyum olmasa zaten bu yolda yürüyemeyiz.

HÜDA-PAR'a yakıştırılmak istenen bazı çirkinlikler var. Bunların hepsini zaten HÜDA-PAR yetkileri kabul etmiyorlar. Bizim terör örgütleyile yakından, uzaktan hiçbir ilgimiz olmamıştır, olmaz diyorlar. Tamamıyla yerli ve milli bir yapı. Zaten yerli ve milli olmayan bir yapıyla bizim yol yürümemiz de mümkün değil. HÜDA-PAR da Cumhur İttifakı'na desteğini bundan dolayı açıkladı. Bu desteği çok önemli ve kıymetli buluyorum. Yeni gelişmeler, ittifaka katılımlar olursa da bunu olumlu karşılarız.

İttifakımızda birliktelikleri yedili masa gibi koltuk pazarlığı üzerinden değil ilkeler üzerinden yürütüyoruz. İlkesel olarak aynı noktada buluştuğumuz tüm siyasi partilere kapımız açık. Karabağ'da, Kızılelma'da buluşabiliyorsak ayrı kalmamız diye bir şey yok. Süreç içerisinde takvimi aynen uygulayabiliyorsak seve seve. Kapımızı kapatmamız mümkün değil. Ama zaten şurada fazla da bir zaman kalmadı.

BAKANLAR VEKİL ADAYI OLACAK MI?

Yenilenmeye, tazelenmeye, yeni başlangıçlar yapmaya her zaman ihtiyaç var. Kongre süreçlerimizde parti kadrolarını yeniliyor, gençleştiriyoruz. Çok dinamik ve Türkiye'nin en büyük gençlik kollarına sahip partisiyiz. Beşeri sermayemiz çok zengin. Kabinede görev alabilecek yetkinlikte çok sayıda arkadaşımız mevcut.

Şunu bilmenizi istiyorum ki dünyadaki siyasi liderler içerisinde baktığınızda en ileri kıdeme bu kardeşiniz sahip. 20 yıldır başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına kadar bütün görevleri gerek ulusal gerek uluslararası alanda gerçekleştirdik, hala da devam ediyoruz. Bütün bu hizmetlerimizde uluslararası kuruluşların, kurumların bütün organizasyonlarını yaşamış, uluslararası anlaşmalara imzaları atan birisi olarak bu işin içerisinde bulundum. Her bir çalışma arkadaşım daha iyi hizmet edebilmek düşüncesiyle hareket ediyor. Değerlendirmelerimiz neticesinde nihai kararımızı vereceğiz.

Burada belli bir tecrübe var. Tecrübe siyasi iradede başarının kilit noktasıdır. İki kavramı çok benimserim, birisi inanç, birisi güven. Bir diğer ifadeyle istikrar ve güven. Bu iki kavramı eğer başarıyla uyguluyuor, ortaya koyabiliyorsanız orada neticeyi alırsınız. Bugüne kadar neticlleri Türkiye başardıysa böyle başardı. Bundan sonraki süreçte de gerek kabine oluşumda gerek partimizin yeni aday listelerinin hazırlanmasında arkadaşlarımla beraber geniş bir istişare zeminimiz var.

Kabineden olan arkadaşlarımın hemen hemen her birisini şu anda belli illere adaylar olarak görevlendirdik. Hem deprem kuşağında çalışacaklar hem de verdiğimiz illere gidecekler. Ama ağırlıklı olarak deprem illerindeki görevlerini daha çok önemsiyorum.

Şu anda tabii seçim öncesi durumla seçim sonrasını birbirine karıştırmamak lazım. Benim Cumhurbaşkanı Yardımcım bir ilde aday olarak bulunacak, koşturacak. Fuat Beyi Ankara'dan bir bölgeye aday yapıyoruz.

Fuat Bey siyasete bizimle teknokrat, bürokrat olarak girdi ama şimdi tamamen siyasi formayı da giyerek bu yolda koşturacak.

Aynı şekilde 17 tane kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde bu tür görevler vereceğiz. Ağırlıklı olarak belirlediğiniz neredir derseniz, tabii büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun olan yerlerdir. Onları daha çok bu büyükşehirlerden aday yapmayı belirledik.

NEW YORK'TAKİ TÜRK EVİ

Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Milletimizin karşısına eserlerimizle çıktık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, adalette, emniyette, dış politikada neler yaptık, biz bunlarla konuştuk.

Birleşmiş Milletler binasından daha yüksek 32 katlı bir binayı New York'ta Birleşmiş Milletler'in tam karşısına yaptık. Bu nedir? Bu bir hedeftir. Yani o da bizim bir kızıl elmamızdı. Biz o kızıl elmayı da New York'ta gerçekleştirdik.

Oraya dünyanın değişik ülkelerinden liderler geliyor. Onları orada ağırlama imkanı bulduk, buluyoruz vesaire. Ama işte bunları yaparak büyük bir devlet olduğunu ispatlarsın. Bunlar olmadan büyük devlet olunmuyor. Türkiye'ye de cüce kalmak yakışmaz. İşte biz New York'ta, BM'nin hemen karşısında burayı yapmak suretiyle de Türkiye'nin böyle bir Türk Evi'yle nereden nereye geldiğini ispatlayarak güzel bir örnek oluşturmuş olduk.

DEPREM BÖLGESİNDE SEÇİM GÜVENLİĞİ

Bunlarla ilgili partilerin yaptığı, yapacağı çalışmalar var ama bir de YSK'nın yaptığı çalışmalar var.

Diyelim ki Kahramanmaraş'tan çıktı, Ankara veya İstanbul'a geldi. Açıklanan süreler içerisinde müracaatlarını yapmak suretiyle oralarda oy kullanma şansını yakalayanlar var. Benim vatandaşım öyle zannedildiği gibi demokratik haklarından da vazgeçmiyor. Haklarını en güzel şekilde kullanmanın gayretinde.

Siyasi partilere düşen de vatandaşların önünü bu noktada açmaktır. Lazım olan nedir? Kimlik kartı, sürücü belgesi, pasaportu enkaz altında kalan vatandaşlarımız Nüfus Müdürlüğü üzerinden belgelerini alabiliyor. E-devlet üzerinden de geçici kimlik belgesi temin edebiliyorlar. Yerleşim yeri adres değişikliği işlemleri de nüfus müdürlüklerinden, e-devletten ve nüfusmatikleriden yapılıyor. Afetzede vatandaşlarımız deprem bölgesi dışındaki illere taşınmaları halinde bulundukları ildeki yerleşim yeri adresini beyan edebiliyorlar. Ayrıca afetzede vatandaşlarımız için çadırkent, konteyner, prefabrik ev, yurt, huzurevi veya başka bir konut ve benzeri yerleri yerleşim yeri adresi olarak beyan edebilme imkanı da sağlandı.

AİLENİN KORUNMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME

Toplumumuz sapkın akımlar nedeniyle tabii kaygılı. Bu kaygıları görmezden gelemeyiz. İnsan hakları konusundaki hassasiyetimizden taviz vermeden sapkın akımların toplum içinde aile yapımızı tehdit edecek şekilde yaygınlaştırılması girişimlerine asla müsaade etmeyeceğiz. Sapkın akımları değerlerimize, kültürümüze tehdit olarak görüyoruz ve bunlarla mücadelede kararlıyız. Sapkın akımlara bu toplumu yedirmeyeceğiz.